31 Eki 2011

Roots & Wings

Daha önceki blogumda da kesin bundan bahsetmiştim.Hep isterim ki bir kitap okuyayım ve hayatım değişsin.Çok kitaplar okudum ama hiç birşey değişmedi.Kitapları okurken beni etkileyen cümlelerin,paragrafların altını çizerim.Çok eski bir alışkanlığımdır.Bazı kitapları defalarca okumuşluğum vardır.Bazılarını ise arada aklıma estikçe açar bakarım ve altını çizdiğim cümleleri okuyup o zamanki hislerimi değerlendiririm.Bazen çok salakça gelir bazen de kendime üzülürüm "neler yaşamışım arkadaş" diye.

En son okuduğum kitap beni çok fazla etkiledi.
Adı" Kızlarımın Bilmesini İstediğim Şeyler".
Çok uzun zamandır ilk kez bir kitabı su gibi okudum.
Ve orada çok etkilendiğim bir cümle oldu.Sanki bunu çook uzun yıllar önce de bir ingilizce hocamdan duymuştum;yada bun benzer bir cümleydi ondan duyduğum.

"Good parents give their children roots and wings. Roots to know where home is, wings to fly away and exercise what's been taught them..."

Sanki bir kilise öğretisi gibi,bir pazar ayininde söylenen bir öğüt gibi.Sanki çok harika bir a filmin ana fikri gibi.

O kadar hoşuma gitti ki bunu kızıma karşı bir hayat felsefesi olarak uygulayabilmek isterim.
Ne kadar doğru,ne kadar vicdani,ne kadar özgür ve ne kadar önemli bir şeyi anlatıyor.

Hayat!
O' nu hem özgürce yaşamamız gerek, ama zamanı geldiğinde de sığınacak bir limanımızın olduğunu bilmek.Bu ne kadar gerçek,ne kadar önemli...

26 Eki 2011

Küçük şeylerle mutlu ol!

Aslında zaten hep küçük şeylerle mutlu oluyoruz biz.
Büyük büyük hayaller kurmayı bırakalı çook oldu.
Mesela demin yemekte şunu konuştuk;küçükken de deprem olurdu ama sallanır,biraz tırsar; yatar uyurduk.Kimse sokaklara fırlamaz,balkondan kendini atmaya çalışmazdı.Eskiden çok mu "cool" duk?
Hayır! Sadece endişe edecek daha az bilgimiz,daha az mevzuumuz ve daha kolay hayatlarımız vardı.
Belki daha cahildik ama daha mutluyduk.Belki şu anda dolaplarımızı dolduran dünya markalarının % 10 u vardı ülkemizde ama her sabah ne giyeceğimizi bulabiliyorduk.Ya da ne giyeceğimiz bizde stres yaratacak kadar önemi birşey değildi.
Bu kadar kıskançlık,hırs,kötülük,düşmanlık,zorluk,rezillik yoktu.
Kimse kimseyle sidik yarıştırımıyordu.Çok kötü günler mutlaka yaşanmıştır ama sanki o zamanlarda hayat daha bi "smooth"tu.
Hep derlerdi büyükler,tecrübeli insanlar,zoru görmüşler"küçük şeylerle mutlu olmayı bil".
Demek ki o zaman bizi mutlu eden şeyler şimdiden çok farklı ve gerçekten çok da küçük şeyler değilmiş.Hayat daha güzelmiş,kıymetini bilememişiz.Kaybedince anlamışız,ya da hala anlayamamışız.

Beni mutlu eden Küçük Şeyler:
Parıldayan bir güneş sabahın köründen akşama kadar...
Yağmurda çıkan sümüklü böcekler...
Bahçedeki kirpi...
Sabah kantinde çaya yetişmek...
Kargodan gelen bilmem kaçıncı babet paketi...
Kızımın "annem,bebeğim" diye bana sarılması...(ki bu çok da küçük birşey değil aslında)
İki-üç makara yapacak,dertleşecek insanın hala etrafında olması...
Karanfilli bir djarum...
Borçları ödenmiş kredi kartları...
Blackberrynin sağ üst köşedeki kırmızı ışık...
Kişisel kaprissiz bir yöneticiyle çalışmak...
Ilık bir duş...
Kocamla dertleşmek...Tüm didişmeleri bir anda silebilmek...
Bir şişe buz gibi tatlı şarap...
Cumartesi geceleri bebeğimi uyutup tek başıma yayılıp Acun izlemek...
Telaşsız,acelesiz içilen bir Nero kahvesi...
Arabayı ekonomide kullandığımı gösteren yeşil küçük ışıkçıklar...
Cuma akşamı tertemiz olmuş ev...
Kızımla sabah gözümüzü açıp deli gibi dans etmemiz...
Deli gibi gelmesini beklediğim Ipad'im...
...
Tüm bunlar belki küçük şeyler ama beni mutlu ediyor.En azından şükrediyorum...Ve dua ediyorum "bugünümüzü aratma Allahım" diye.Ve dua ediyorum zorda olan,başına binbir felaket gelen,hergün aslan gibi çocukların öldüğü ülkemiz bi an önce huzura kavuşsun diye!

24 Eki 2011

kolla

Kardeşimin bi kız arkadaşı var kızı tanımıyorum.Ama benden başka tüm aile neredeyse tanıyor.Burası uzun bir hikaye.Kız hakkında tek bildiğim aslan burcu olduğu.Ve ben kişi kendinden bilir işi mantığıyla dün kardeşime onun bana anlattığı  tek tük olaylardan bir analiz yaptım.Tüm aile şaşıp kaldı.Galiba artık insan analizlerimde daha başarılıyım.Kızın aslan olması çok büyük etken ama bir iki cümleden adam çözme yeteneğimi de kimse yadsıyamaz bundan böyle.

Mesela bir insanın bana bişi söylerken aslında ne demek istediğini,yalan söyleyip söylemediğini,beni ne kadar iplediğini,bazı davranışlarından sonra  nasıl aksiyon almam gerektiğini biliyorum artık.Bu hiç de güzel bişi değil;çünkü sürekli kafa yorduğun bir iletişim biçimi.Sürekli septik oluyor insan.Ama napalım "devir kötü kolla ...tü"demiş atalarımız.

Ailede hepimiz genetik olarak ikili ilişkilerde hata yapmaya müsait kuzenler topluluğu olduğumuz için hepimize Allah akıl versin,kötü şeyler yaşanmasın artık istiyorum.Bakalım neler olucak...Üç günlük dünyada bizim huzurumuzu kaçırıcı ilişkiler,insanlar olmasın,herkes adam olsun istiyorum.Bizde böyle paranoyak olmayalım.Lütfen!!!

21 Eki 2011

Not recomended!!

Bugün benim evlilik yıldönümüm!Senelerce kıçımı yırttım ve evlendim.Ne hoş!
Nikah kıyılırken şakır şakır ağladım.Heyecandan mı,şaşkınlıktan mı,yoksa evlendiğime inanamamaktan mı? Sanırım en sonuncusu!
Öyle bir umutsuzumuşum ki demek.Şimdi de bakıyorum ve beynimde dönen soru şu: "Eeeeee so what???"
Nankörlük olmasın tek iyi tarafı var evliliğin o da insanın çocuk sahibi olması.Mecburen legally yani.Ne diyim pek tavsiye etmem!Ama dinlemezsiniz,evlenirsiniz,ebenizle tanışırsınız en sonunda...Bu 21 Ekimde bu moddayım işte.Happy anniversary kocacım...

18 Eki 2011

Alet edevat...

Çok tahammülsüz bir kadın olduğum için son yıllarda kuaföre bile gidemiyorum.Bundan 2 yıl önce haftada 4 günümü kuaförde geçririken şimdilerde orada geçen zamanı Naz'dan çalıyorum diye soğudum kuaförden.Tabii başka bir neden de yıllardır saçımı yapan ilhan'ın benim kuaförden ayrılıp allahın çekmeköyüne kuaför açmış olması.O da yok zaten diye iyice bi gidesim yok.Her boyaya gidişimde kuaförü darlayıp hadi çok acelem var hemen 30 dk da çıkmam lazım diyip mümkün olduğunca quick kaçıyorum oradan. 
İşte bu nedenle yıllardır evde bir kuaför açabilecek kadar,bigudi,profesyonel fön makinası,5 çeşit maşa,saç düzleştirici,postiş,kaynak saçları,vs vs vs olmasına rağmen gidip bu aşağıdaki ürünü aldım.
 Bunun ne özelliği var derseniz? Demin yukarıda saydığım herşeyin bir arada olduğu bir çanta şeklinde olması.Almalara doyamayan kadın kısmından olan ben aman bir beğendim bunu bir beğendim ki sormayın.Sanki bunu aldım oldu saçlarım Seda sayan canlı yayın.Neyse kendime ve gerzekliğime kızmak değildi amacım aslında; evinizde bilimum kuaförsel aletiniz yoksa çok faydalı bir ürün diyecektim.Bu yazıya o nedenle başladım.Gerçekten güzel bir aletler silsilesi.İşe yarıyor yani.Üstelik kampanya vardı hepsiburada.com da bir alet fiyatına bu seti alabildim.Bilginize...

isyanlar,kötülükler,hayvanlıklar.vs.

Elinde laptop bi o toplantı odasına bi öbürüne koşturan ve suratında "eeehüü siz daha oturun neler oluyor neler,biz neler yapıyoruz,sizi biz kurtarıyoruz"ifadesi olan mallar önümden film şeridi gibi geçmesin.Zira gözüm yoruluyor.

Böle "bi hayvan sevgisiciler" ,yok kapına "bi tas bilmemne koyun" cular sürekli twiteri ve facebooku meşgul etmesinler.Sanki bilmiyoruz bi sokak köpeği yanınıza yaklaşınca "sieeee hoşşt"falan diye çemkirdiğinizi.Yemezler bu sosyalist,çevreci,greenpeace ayaklarını.

Türk milleti olarak ve özellikle kadın milleti olarak Adriana Lima ya bile bok atabiliyoruz ya helal olsun valla demekten kendimi alamıyorum.Arada bir aynaya bakın tavsiye ederim yurdumun şahane insanları.

Herkes bi iyilik meleği,bi yardımsever kesildi a.q.Gereksiz "ay canımcım solgun görünüyorsun",yok bi derdin olursa allah aşkına çekinme gel bana anlat","bak canım benden sana arkadaş tavsiyesi"bırakın olum bu lafları seviyosan harbi sev,sevmiyosan ayak yapma!Biz mal mıyız kimin ne olduğunu bilmiyor muyuz.Hadi basın gidin hasta etmeyin adamı kıçımın tinkerbell leri.

Kangurumda kurbanlık satışı başlamış.Zavallıların bi de vesikalık fotolarını koymuşlar melül melül bakıyolar.Devir değişti eskiden biz bahçede dut yaprağıyla beslerdik bir hafta sonrada kesilirken de yalandan ağlardık.Sonrada kavurmaları götürürdük.
Aman ne "hayvanmışız" be diye aklıma geldi işte birden.

Küçükken dans yarışması yapardım ben evde hep Hande birinci olurdu annemin arkadaşlarının mal kızları hiç kazanamazdı yarışmayı.Sonrada onlar gidince "ahahah salağa bak nasıl da hile yaptık" diye eğlenirdik.Bu duruma Hande de alet olurdu ama garibim kendini yetenek sanırdı.Ahaha yaşasın kötülük.

Bi de Derinle bahçede onun salak bi ilkokul arkadaşıyla top oynardık.Ben hep topu öbür bahçeye kaçırırdım yalandan o salak da ağlardı ananniiii diye sonra biz Deroyla nihohahahahah diye gülerdik.Ananesi gelince de ay valla kaçtı top diye mahsunu oynardık.

Neyse işte öyle salak saçma bi post oldu.kusura bakmayın...

14 Eki 2011

Dallamalar

Amanında ne güzel.Cuma cuma gazetelerde bi iğrençlik haberi daha.Dallama bakanlardan biri yine cin bir fikir uydurmuş götünden taaa 1970 lerde kaldırılan uygulamayı 35 sene sonra yeniden uygulatmaya çalışarak nasılda modern ve gelişmişlik ötesi bir ülke olduğumuzu kanıtlamaya çalışır gibi.

Efenim neymiş;mesai 6:30 da başlasınmış,ve cumartesileri çalışılsınmış.
Nedenmiş?  ; çünkü bu ülkeye çalışmak lazımmış,daha çok refah seviyesine ulaşmak için çalışmak lazımmış.Hay dallamalar sizi!

Ulan daha dün sabah kalkıp Ötv ye kol gibi geçirdiniz,sonrada it gibi çalıştırıp insanları bunu tolare etmeyi mi planlıyorsunuz.Ben cuma cuma hepinizin o pis dinci bıyıklı suratına tükürmek ve o cin fikirlerinizi,yaptırımlarınızı alıp....nüze sokmak istiyorum.
Teşekkürler Türkiye.Başka sözüm yok.

13 Eki 2011

çok pişmanım

Az önce yediğim künefeden,
Sabah giydiğim dondan,
Bozulan Babyliss fön aletimin aynısından olmamasından,
Dün sürdüğüm ve içimden "ne şahane sürdüm be"diye geçirip 2 dk sonra ucu bozulan ojemden,
Zamanında buralardan kaçıp gidip o işi kabul etmememden,
Siyahberrymin canımdaki çatlaktan,
Düz saçlı bir kız iken manyak gibi permaları yaptırıp saçımın yapısını bozmuş olmaktan,
Yıllarca lazer epilasyona gitmemekten,
Bankada üç kuruş para biriktirmemiş olmaktan,
Erken yaşta 3 çocuk yapmamaktan,
Salak gibi aşk meşk diye yıllarımı heba ettiğimden,
Herkese iyilik yapıp sonrada mal gibi kaldığımdan,vb gibi bi ton şeyden dolayı ÇOK PİŞMANIM....

12 Eki 2011

Burdan bildiririm!

İsyanlardayım! 
Bu siyahberry yüzüden çok fenalardayım.2 gündür hayata küstüm vallaha.
Bu ne çözülmez problemmiş be anacım.Bu nasıl bir mağduriyettir.
Sosyal hayatım sekteye uğradı.
Hani bişey değil Emin evlenmiş bak ona bile bi laf atıp nie bizi düğüne çağırmadın bile diyemedim,Wats up ım çalışmıyor Emre'ye de soramadım.Millet bişi atıyor sanki ben triplerdeyim cevap vermiyorum gibi anlaşılıyor.Çok havalıyım sanıyorlar oysaki çok sefil durumdayım dünyadan kopuğum.
Ey ahali bilesiniz ki sizle iletişemiyorsam bu tamamen teknik sebeplerden.Kimse kızmasın Celebrityliğime vermesin,arkamdan saydırmasın lütfen.

Buna bayıldım,ajansı tebrik ediyorum!

11 Eki 2011

fatoşlar

"Fatoşlar" sanırım 15 yıl öncesine dayanan bir manyaklar grubudur.Yani bu da bizim çılgın gençlik yıllarımıza tekabul eder.Dikkat ederseniz arapça kelimeler kullanacak kadar yaşlanmışım.Ve yıl bindokuzyüzbilmemne falan diyorum artık.Bu nedir? Bu benim bittiğimi gösterir arkadaş.
Geçen cumartesi buluştuk tabi aramızdan bazı Fatoşlar ayrıldı,bazıları da iş bahanesiyle sattı bizi ama has ve öz fatoşlar biraradaydık.Kısırlı ve cheese cake li o masada oturuken ve bizim fatocanlara bakarken içimden şükrettim.
Allah bizi ayırmasın ve bu "Sex and the city" hiç bitmesin diye.
Hala konular arasında az miktarda aşk,sex,alışveriş vs olsa bile ağrılıklı olarak "Desperate Housewifes" muhabbetleri daha çok yapılıyor artık.Çoluk,çocuk,evlilik,aman evlenme sakıncılık,ay şimdiki aklım olsalar,yemek tarifleri,temizlikçi kadın geldiydi- gelmediydi,
anaokulu paraları,"hadi çocuum uyu" naraları,kocalar,kocaların aptallılkları,ottan boktan sebeplerle evlilikte çıkan kavgalar,ve bir fatoşlar klasiği "aman o içmez türk kahvesi","ama fal bakıcaksan iççiiim" baricilik vs vs vs.
Neyseki hala böyle dostlarım var da hayatımızın koşturmacası el verdiğince buluşup,kaynatabiliyoruz.Sizi çok seviyorum fatocanlar,Allah bize ömür versin,sağlık versin çok uzun yıllar bu makara kukaramız devam etsin inşallahh...

nerden aklıma geldi bilmiyorum


Hep denizcilik şirketinde çalışmak isterdim.Eee salak istedinde nie hiç uğraşmadın denebilir tabii.Kader işte böyle bir fırsatı yaratamamışım .Bi ara ilk işimde gemilerle kömür getiriyorduk o gemilerin adlarını bile hala hatırlarım
mesela" M/V Ograjden" vardı ...
Hey gidi günler bu postu okuyup denizcilik şirketi olan varsa hemen alsın beni.Çok akıllı kızımdır hele de istediğim iş olursa uçururum sizi.FYI!!!

7 Eki 2011

...

Hep cumayı bekliyoruz ama aslında zaman azalıyor...Bu sonu mu bekliyoruz? Her gelen cuma bir adım daha yaklaşmak...Değil mi?

5 Eki 2011

o.cocukları

Ünlü olmak istermiydim?
Cevap:evet!

Ama kesinlikle hayatımda 1000 tane kafa göz yarma vakası ve 1000 tane tazminat davam olurdu.Kendimden bu kadar da eminim.

Medya denilen şey tamamen o .çocuklarının elinde; o insan ünlü diye herşeyi yapabileceklerini,her şeyi sorabileceklerini,bunlara cevap alabileceklerini, insanların kendi acılarını paylaşabileceklerini,paylaşmayınca allahın belası ilan edebileceklerini düşünen rezil,sefil,o.cocukları.

Sabahtan beri deli oluyorum internette gazete okurken.Birbiriyle yarışıyor gazeteler.Hangisi daha can alıcı başlığı atarım diye.O kadını hiç düşünmeden.O kadın Vahide Gördüm.Onu çok seviyorum.Allahtan acil sifa diliyorum.Umarım bu felaket tellallarının dediği gibi olmaz gelişmeler.Ve şimdi daha da pişman oldum "evlilikte ufak tefek cinayetler"e gidip onu canlı canlı izleyemediğim için.

p.s:Resimde rulo gazete kullanmamı umarım anlamışınızdır lanet medya!!!

4 Eki 2011

Speedy mommy

Artık çok hızlı bir insan oldum.Anne olunca yani.Mesela dün bir hız rekoru kırdım.Tabii evren de bana yardım etmedi değil.
Kadıköy'den 15 dk da dolmuşla Nişantaşına geçtim.Valikonağını hızlıca baştan sona yürüdüm,bankaya uğradım para yatırdım,o arada Mudo'ya baktım,çıktım bi "ıce white mocca" aldım.Mango'ya baktım,Top shop'a baktım üstelik 3 katına da,geri döndüm salak gibi canım kaşarlı dürüm döner istedi çünkü .O sirada bi oyuncakçıya daldım Naz'a doktor barbie aldım,fırladım Etiler Marmariste kaşarlı dürüm döner yedim bi de iğrençim ki  kahvenin üstüne ayran içtim.Kendimden tiksindim ve "Allah belamı versin nie yedim "diye diye D&R 'a girdim kitaplara baktım,bi kitap aldım.Çıktım Deriden'e girdim çok beğendiğim Timberland bota baktım ve öküz gibi pahalı olduğu için hemen hızla uzaklaştım.
Eczaneye uğradım.Veee sonunda Dr 'a girdim hayrettir ki hiç beklemedim,şükür ki birşeyim yokmuş o gazla çıktım Valikonağından indim Muji'ye uğradım yine hiçbirşey almak istemedim nedeni belli sebeplerden.Yürüdüm; "gidim bi de Polo ya bakim" dedim o arada Park Bravo'ya gözüm kaçtı deli indirim var; daldım,hemen çabucak 2 bluz,bi hırka,1 kemer aldım ödedim fırladım.Polo'ya girdim alt kata indim aman hiçbir halt kalmamıştı.Geldim dolmuş durağına ve bi baktim 300 mt kuyruk.Yılmadım bekledim.Dua ettim en öne ben oturabilim diye.Beklerken durağın karşısında uyuz kızlar vardı Görgülü de oturmuş süper demli bi çay içtiler,"vay orospular" diye geçirdim içimden çünkü dürüm beni çok susatmıştı ama sırayı bırakıp su almak yemedi,canımda o çaydan çok çekti.Sonra dualarım kabul oldu.Dolmuş geldi en öne kuruldum.Amerikan Hastanesinin aradan kaçan bi  söför amcaya denk geldiğim için amcayla gurur duydum.Aralar dereler derken bi baktım köprüde çok fena değil vurdum kendimi Bağlarbaşına.İndim, taksiye bindim evin orda Dia'ya uğradım Naz'a Büyümix ve eve bazı lazımlı bişileri aldım koştum ,karşıya geçtim ve eve vardım.Kapıyı çaldım bebeğim yeni uyanmıştı.Uyutup gittim uyanınca geldim yani işin özü süper hızlı ve mikemmel bir insanım.Anne olmak çok faydalıymış.