31 May 2012

Tahammül

Bazı duygular bittimi bitiyor.Yani bunun dönemsel depresiflikle akalası yok.
Cipralexi bıraktım eski moduma döndüm.E cipralexi alırken yeniden mi eskisi gibi hissediyordum.Yooo.Sadece daha toleranslı olmuş olabilirim.
Demek ki bu iş benle alakalı değil.Bişi bittimi bitiyor.Önemli olan onu bitirtmemekte.İnsanın yıllarca sabrının son kırıntısına kadar sülalecek kullanırsanız sonuca katlanmak gerekir. Şimdi böyle hasbelkader devam edecek olan hayattan kime hayır gelir bilemiyorum.Ama ben böyle bir hayat yaşamak istemiyorum...Hayatımın sonuna kadar da size katlanabilmek için cipralexe muhtaç olmak da istemiyorum.Bir an önce Kasımpaşa moduna geçmem ve en az seviyede beni sinir etmenize ilaç kullanmadan izin vermem lazım.

Ben ;

Huysuz,
Huzursuz,
Lanet,
Agresif,
İçten pazarlıklı,
Osuruktan nem kapan,
Gereksiz saygı bekleyen,
Kendini bir bok zanneden ama aslında hiç bi sikim olmayan,
Sürekli beni,ailemi,anneliğimi inceleyen,bir kulp takmaya çalışan,
Benim huzurumu kaçıran,
Girdiği ortamı gerginleştiren,negatif enerji yayan,
Görmeye bile tahammül edemediğim ama görmek zorunda olduğum,
Özgürlüğüme,kendi özel alanıma müdahale etmek isteyen,
Beni sürekli eleştiren insanları hayatımda istemiyorum...

Ve ey insanlar;her yazdığımı sadece tek bir kişiye yormanızı ve yazma işlemime de ket vurmanızı istemiyorum.Hayatımdaki pek çok kişiye ait yazdıklarım.
Kafanızı fazla yormayın....

24 May 2012

pes

"Herkes bilsin;çok mutlu olduğum bir hayat yaşıyorum".

Bu nasıl bir kendine güven,nasıl bir cesurluk,nasıl bir korkusuzca kendini ifşa etme cümlesidir.

Gerçekten okuyunca "pes" dedim.Tebrik ederim....

22 May 2012

lütfen üzülme

Ananem öldüğünde onu o küçücük odada gördüğümde ölümün çok da kötü birşey olmadığını düşünmüştüm.Korkacak birşey yoktu.İçim rahat etmişti acısı bitti diye,hemen çıktım odadan,sanki rahatsız etmemek için onu.
Öyle acayip yaratıklarız ki önümüze sunulan herşeye alışıyoruz.Katlanamayacak hiçbir acı yok.
Giden hiç unutulmuyor,özlemek çok yoruyor ama değiştiremeyeceğimiz şeyler için çabalamamız boş.Öğrendik bunu.Hayatımız devam ediyor.

Bazen düşünüyorum aşk için,bir adam için bundan seneler seneler önce çektiğimizi sandiğimiz acının nasılda nasılda salakça olduğunu.O olmazsa ben olmam düşünceleri,gözyaşları,iç sıkıntıları,aramasını beklemek,başkasını sevdiğini bilmek,yerlerde tepinerek ağlamak...Gerçekten büyüdük ve gerçek bu değilmiş.Yaşadık ve öğrendik...

Bana bunların boş olduğunu söylediklerinde herkesten nefret ederdim.Ne biliyordu ki neler çektiğimi? Hiç ölüm görmemiştim,aşk acısı ölümden kesin daha beterdi.
Bilmeden,zannederek,ağlayarak büyüdük.Hepimiz birer halil sezai olduk zamanında.Çaresizdik...

Şimdi gülüyorum,ve herkese söylüyorum,sanada söylüyorum,muhtemelen kızıma da söyleyeceğim ve benden nefret edecek aşık olduğunda.Şimdi içim rahat ama yaşım otuzbeş.Aşk diye birşey yok.Senden daha değerli kimse yok.Seni üzebilecek hiçbirşey yok sen izin vermedikçe.Aşk biter,biri gider,başkası gelir ama seni ölünce bile terketmeyen ailendir...
Atlatamayacağın hiçbir acı,zorluk yok.Atlayamayacağın hiçbir engel de...

işte böyle

Suya boş yere bir taş atıp çıkardığı halkaları izleme peşinde değilim.Sadece özgürce içimden geleni yazmak istiyorum.Kimse ne "like" etsin (ki bu "like" olayından tiksiniyorum hele "beğen" lafı beni kusturuyor),ne de bir "comment" bekliyorum.Sadece içimden gelen birşeyi yazmak amacım.Ama olmuyor.Tüm işsiz güçsüz facebook başı insanlar,ya da "her söze bi cevabım var lan benim" ciler canımı sıkıyor.
Saçma sapan aklıma gelen birşeyi yazsam hemen altında bir buzağı arıyorlar.Yoruldum.Ha dersin ki "ee bas git girme bu sosyal medya olayına".Neden ya?
Arada kafam bozulur,sevinirim,bişi söylemek isterim söylerim arkadaş.Sen bas git beni kısıtlama,darlama,yorum yapma bana.Hani doğum günümdür ,bi resim vardır tamam konuş ta her söylediğimi üzerine alınma.Özgür bırakın insanları bi lafın altına 360 tane yorum yazmayın.Gereksiz.İşiniz mi yok?Senede 1 kez gördüğün adamın hayatında bu kadar var olma çaban niye?İşte böyle...

9 May 2012

eksik

Evet eksikler içinde boğuluyorum.Yani düşününce al al al nereye kadar geberip gidicez o vazoda olmasa da olur,hani şu halıyı 2 ay erteleyeyim,yok ayakkabı dolabını mobilyacıdan gidip almayan kocayı lanetlemeyeyim falan diye düşünsemde içimdeki nedensiz sıkıntının evdeki eksikler ve yerleşemeyen hurçlar olduğuna kanaat getirdim."Hurç " kelimesi bile başlı başına beni depresyona sokuyor.Tam ev kadını moduna geçtim.Akşama ne yemek yapıcam,kadına verecek param yok 15 te bir alıcam ee o aradaki hafta ne bok yicem,gideyimde ütü yapim bari biraz,156874 bininci kez mutfak eşyalarının yerini değiştiriyorum ve bir türlü mutfak düzenimden memnun kalmıyorum.Hala dedem gidip yemek takımımı alamadım,3 numaralı borcam tencerem yok e nasıl olucak benim halim vs vs vs içinde ağır depresyondayım.Bundan 2 ay önce evim yok diye depreşirken,şimdi de yerleşememe ve eksiklerden depreşiyorum ve kendimi yüzyılın nankörü ilan ediyorum.(Allahımm sana şükürler olsun işin geyiği bunlar sakın yanlış anlamaaaa)O kadar çok alışveriş yapmışım ki hergün bir kargo geliyor resmen.Ve hala eksik olması çok acayip mesela geçen gün başladım patlıcan kızartmaya ve evet meğer maşam yokmuş.Sonra şööyle bir yayılıp tılsımımı açıp içim dedim tirbüson yokmuş,banyoda saçımı kremledim ama saç açma tarağım yokmuş,sabah kalktım zira hava buzmuş ama deri ceketim yokmuş.Hal böyle olunca hergün eksik listeleri yapılıp yanlarına tik atmakla geçiyor günlerim.Ama mutluyum valla bıraksalar evimden dışarı adım atmıcam.Düşünün ki sanırım 4 haftadır caddeye bile gitmedim ve gidesim yok onun yerine özkuruşa gidip sebze almak,mahalledeki züccaciyeye uğrayıp plastik leğen almak çok daha zevkli şu aralar,hele ki bazen eve geldiğimde canım annem ve canım kocam ortalığı toplamış bulaşık makinasını boşaltmış oluyor ki işte bu da şahaneymiş.Bende haberler bu şekilde...Görüşmek üzere...

3 May 2012

tip

Tip tip insan var.Bazen düşünüyorum da tanrımız nasıl uğraşmış ta yaratmış;bu kadar enteresan,sakil,cins tipi.Haa sen kendin ne boksun da onu bunu beğenmiyon diyenlere:Ben aslan burcuyum arkadaş.Kibirlinin önde gideniyim,sevme beni çok ta şeyimde mantalitesindeyim,gerektiğinde kendimle de acayip dalga geçerim(daha net bişi yazıcaktım ama fazla sert olmasın diye dalga dedim).Şimdi sizlere etrafımızdaki beni hasta eden tipleri sıralayasım geldi.Buyrun burdan yakın...

Karı -koca pis kokanlar.Anacım sizi görünce o evinizi hayal bile etmek istemiyorum.Sexten falan soğuttunuz tüm halkı yeminlen...

Ağzı kokup burnumuzun dibine girenler,35897 gün aynı kıyafeti giyenler,ter kokusunun üzerine parfümü boca edenler.Bsg ya iğrençsiniz...

Günaydın diyince cevap vermeyen öküzler.

Soru sorduğunda sanki sorunu boş bir odada duvara sorup duvardan cevap bekliyormuş gibi mal mal duran, cevap vermeyen, aptal durumuna düşüren o çocukları...

Bir gördüğünde can ciğer kuzu sarması bir ertesi gün sanki Madagaskar!dan gelmiş bir yabancı gibi davranabilen insan müsvetteleri...

Elin kolun dolu iken kapıyı tutmayan yurdumun centilmenleri...

Kafası çaılşmayan,aptal insan...Bunlara tahamülüm yok...

Hayatta bi halt olamamış ama hasbel kader yönetici,müdür,patron vs olmuş dünyadan habersiz şahıslar...

Çok konuşan erkekler...

"Beni anlamıyorsun,niçin anlamıyorsun" diyenler asıl sen anlatamıyor olmayasın gerizekalı...

İt gibi davranınca pısan ,iyi,sevkatli,düşünceli olunca ağzına sıçmaya çalışan sevgililer...

İş değiştirdiklerinde "ay bana teklif geldiiii" diyen acübükler.Ulan sen kimsin de sana ne teklifi gelsin.Anca Kadir İnanır buna...

Evet daha fazla tiksinçleştirmeden olayı sonlandırıyorum.Bu tipler hayatımdan uzak olsun...

love ya...